ALLAH’IN ADI İLE BAŞLAYALIM HER İŞE
RAHMÂN VE RAHÎM O’DUR, ŞÂHİT OLUR GİDİŞE
DÜŞÜN BU YILDIZLARI YÜKSELİR VE BATARKEN1
UYUMLU BİR DÜZENDE HİÇ ŞAŞMADAN DÖNERKEN2
BU VARLIKLAR Kİ YÜZER, SÂKİN SÂKİN UZAYDA3
BİRBİRİNİ İZLERLER HAKKIN ÇİZDİĞİ YOLDA4
BÖYLECE ZİKREDERLER FITRATLARINA UYGUN
BU ONLARIN KULLUĞU, HEP RABLERİNE VURGUN5
O HÂLDE BİR DÜŞÜNSEN ŞİDDETLİ SARSINTIYI6
ARDINDAN DAHA BÜYÜK HAZIRLANAN DALGAYI7
TİTREYEREK ÇARPACAK O GÜN İNSÂNIN KALBİ8
GÖZLERİ HEP YERLERDE, TIPKI SUÇLULAR GİBİ9
AMA İNSÂN GARİPTİR, DUYSA DA GERÇEKLERİ
“KİMDİR DİRİLTECEK” DER10 ÇÜRÜYEN KEMİKLERİ11
ÜSTELİK SÖYLER DURUR ALAYCI BİR DEYİŞLE
SONUMUZ HÜSRAN OLUR BU ZARARLI DÖNÜŞLE12
SON SAAT Kİ TEK ÇIĞLIK, ANSIZIN BASTIRACAK13
İŞTE O ZAMAN İNSÂN GERÇEĞİ ANLAYACAK14
BU KONUDA BİR ÖRNEK DUYMAK İSTERSEN EĞER
MÛSÂ’NIN KISSASINDAN ŞU HABER SANA YETER15
HANİ KUTSAL VÂDÎDE SESLENMİŞTİ RAB O’NA16
AZGIN FİRAVUN’A GİT, ARTIK YAKLAŞTI SONA17
BİR DE SOR KENDİSİNE İSTER Mİ ARINMAYI?18
HAŞYETİNİ DUYARAK, RABBİNİ TANIMAYI19
MÛSÂ YAKLAŞTIĞINDA FİRAVUN’UN YANINA
GÖSTERDİ MÛCİZEYİ RABBİSİNİN ADINA20
AMA O İSYÂN ETTİ, ŞİDDETLE YALANLADI21
SONRA KABA ŞEKİLDE MÛSÂ’YI KOVALADI22
ARKASINDAN TOPLADI HEMEN ADAMLARINI23
ONLARA ÎLÂN ETTİ YÜCE İLÂHLIĞINI24
KARŞILIKSIZ KALMADI BU CÂHİLCE SÖZLERİ
YAKALANDI HESÂBA KORKU DOLDU GÖZLERİ
ÖNCESİ VE SONRASI İNSÂNLIK İÇİN KEZÂ25
İBRET OLDU ÂLEME ONA VERİLEN CEZÂ26
İNSÂN ASLINDA HİÇTİR, KOZMİK SİSTEM YANINDA
ALLAH İÇİN ZORLUK YOK YARATILIŞ ÂNINDA27
GÖK KUBBEYİ YÜKSELTMİŞ, ÂHENK BİÇİM VERMİŞTİR28
GECE KARANLIK İKEN GÜNDÜZ IŞIK SERMİŞTİR29
ARDINDAN YERİ YAYMIŞ30, SU VE OTLA BEZEMİŞ31
YERYÜZÜ ZEMÎNİNİ DAĞLARLA DENGELEMİŞ32
BÜTÜN BUNLAR NÎMETTİR İNSÂNA VE HAYVANA33
GEÇİNMEK İÇİN SEBEP, RIZIK OLUR HER CÂNA
BÜTÜN BU GÜZELLİKLER SINIRSIZ DEĞİL ELBET
YENİDEN DİRİLİŞİN SANCISI BUDUR SEYRET34
O GÜN İNSÂN HER ŞEYİ HATIRLAYACAK, AÇIK35
CEHENNEMİN ATEŞİ KARŞISINDADIR ARTIK36
KİM Kİ HAK VE ADÂLET PEŞİNDEN GİTMEMİŞTİR37
BU DÜNYÂ HAYÂTINI TEK YAŞANTI BİLMİŞTİR38
İŞTE CEHENNEM ONUN OLMUŞTUR SIĞINAĞI39
PİŞMANLIKLAR İÇİNDE KALICI BARINAĞI
RABBİNİN HUZÛRUNDA KORKU DUYAN KUL İSE40
NEFSİN KÖTÜ ARZUSU VERMEZ ONA VESVESE
VARACAĞI YER CENNET, MUTLULUKLAR İÇİNDE41
EBEDÎ ESENLİKLE DÂİM ŞÜKÜR DİLİNDE
SON SAATİ SORARLAR SANA EY KUTLU RESÛL42
NEREDEN BİLECEKSİN, BUNDAN DEĞİLSİN MESUL!43
RABBİNİN KATINDADIR O BİLGİNİN ESRÂRI44
SENİNSE RİSÂLETİN HAKÎKATİN TEKRÂRI45
YAŞADIĞIMIZ ZAMAN BENZEMEZ ÂHİRETE
BU SIRRI ÇÖZDÜN İSE SÜKÛT ET BU HAYRETE46
NECMETTİN ŞAHİNLER
23 EKİM 2024, 17.37
TRABZON
- Nâziât 79/1: “Ven nâziâti garkâ (garkan).” Bu âyette en yaygın olan yorum, en-nâziât, en-nâşitât, es-sâbihât, es-sâbikât ve el-müdebbirât betimleyici isim-fiillerinin meleklere ve onların ölenlerin ruhlarıyla ilgili tasarruflarına işâret ettiği şeklindedir. Bu yorum, Ebû Müslim el-İsfahânî tarafından şiddetle reddedilmiştir. İsfahânî, -Râzî tarafından aktarıldığına göre- yukarıdaki beş isim-fiilde olduğu gibi, Kur’ân’da meleklerin hiçbir zaman dişil hâlde anılmadıklarını ve bu pasajın da bir istisnâ teşkil edemeyeceğini söyler. Aynı ölçüde zayıf -çünkü bir hayli abartılı- diğer görüşler de, bu beş isim-fiili ölenlerin ruhlarına yâhut cihâda katılmış olan savaşçılara veyâ savaş bineklerine vb. bağlayan açıklamalardır. En açık ve basit yorum, Katâde (Taberî ve Begavî’den naklen) ve Hasan-ı Basrî (Begavî ve Râzî’den naklen) tarafından getirilmiştir. Onlar, bu pasajda kastedilen şeyin, yıldızlar -Güneş ve Ay da dâhil- ve onların uzaydaki hareketleri olduğunu ileri sürmüşlerdir: Bu yorum, söz konusu semavî varlıkların çok çeşitli yörüngeleri ve farklı hızlarıyla büyük bir uyum içinde bulunmalarını Allah’ın planının ve yaratıcılığının bir kanıtı olarak vurgulayan Kur’ân’ın diğer birçok pasajı ile de uyuşmaktadır. ↩︎
- Nâziât 79/2: “Ven nâşitâti neştâ (neştan).” ↩︎
- Nâziât 79/3: “Ves sâbihâti sebhâ (sebhan).” ↩︎
- Nâziât 79/4: “Fes sâbikâti sebkâ (sebkan).” ↩︎
- Nâziât 79/5: “Fel mudebbirâti emrâ (emren).” ↩︎
- Nâziât 79/6: “Yevme tercufur râcifeh (râcifetu).” ↩︎
- Nâziât 79/7: “Tetbeuher râdifeh (râdifetu).” ↩︎
- Nâziât 79/8: “Kulûbun yevmeizin vâcifeh (vâcifetun).” ↩︎
- Nâziât 79/9: “Ebsâruhâ hâşiah (hâşiatun).” ↩︎
- Nâziât 79/10: “Yekûlûne e innâ le merdûdûne fîl hâfireh (hâfireti).” ↩︎
- Nâziât 79/11: “E izâ kunnâ izâmen nahıreh (nahıreten).” ↩︎
- Nâziât 79/12: “Kâlû tilke izen kerretun hâsireh (hâsiretun).” ↩︎
- Nâziât 79/13: “Fe innemâ hiye zecretun vâhıdeh (vâhıdetun).” ↩︎
- Nâziât 79/14: “Fe izâ hum bis sâhireh (sâhireti).” ↩︎
- Nâziât 79/15: “Hel etâke hadîsu mûsâ.” ↩︎
- Nâziât 79/16: “İz nâdâhu rabbuhu bil vâdil mukaddesi tuvâ (tuven).” ↩︎
- Nâziât 79/17: “İzheb ilâ fir’avne innehu tagâ.” ↩︎
- Nâziât 79/18: “Fe kul hel leke ilâ en tezekkâ.” ↩︎
- Nâziât 79/19: “Ve ehdiyeke ilâ rabbike fe tahşâ.” ↩︎
- Nâziât 79/20: “Fe erâhul âyetel kubrâ.” ↩︎
- Nâziât 79/21: “Fe kezzebe ve asâ.” ↩︎
- Nâziât 79/22: “Summe edbere yes’â.” ↩︎
- Nâziât 79/23: “Fehaşere fe nâdâ.” ↩︎
- Nâziât 79/24: “Fe kâle ene rabbukumul a’lâ.” ↩︎
- Nâziât 79/25: “Fe ehazehullâhu nekâlel âhıreti vel ûlâ.” ↩︎
- Nâziât 79/26: “İnne fî zâlike le ıbreten li men yahşâ.” ↩︎
- Nâziât 79/27: “E entum eşeddu halkan emis semâ’ (semâu), benâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/28: “Refea semkehâ fe sevvâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/29: “Ve agtaşe leylehâ ve ahrece duhâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/30: “Vel arda ba’de zâlike dehâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/31: “Ahrece minhâ mâehâ ve mer’âhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/32: “Vel cibâle ersâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/33: “Metâan lekum ve li en âmikum.” ↩︎
- Nâziât 79/34: “Fe izâ câetit tammetul kubrâ.” ↩︎
- Nâziât 79/35: “Yevme yetezekkerul insânu mâ seâ.” ↩︎
- Nâziât 79/36: “Ve burrizetil cahîmu li men yerâ.” ↩︎
- Nâziât 79/37: “Fe emmâ men tagâ.” ↩︎
- Nâziât 79/38: “Ve âserel hayâted dunyâ.” ↩︎
- Nâziât 79/39: “Fe innel cahîme hiyel me’vâ.” ↩︎
- Nâziât 79/40: “Ve emmâ men hâfe makâme rabbihî ve nehennefse anil hevâ.” ↩︎
- Nâziât 79/41: “Fe innel cennete hiyel me’vâ.” ↩︎
- Nâziât 79/42: “Yes’elûneke anis sâati eyyâne mursâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/43: “Fîme ente min zikrâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/44: “İlâ rabbike muntehâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/45: “İnnemâ ente munziru men yahşâhâ.” ↩︎
- Nâziât 79/46: “Ke ennehum yevme yerevnehâ lem yelbesû illâ aşiyyeten ev duhâhâ.” ↩︎