MAKALELER
Yasak Ağaca Dokunmak
Cennet sahnesinde oyuncuları Hz. Âdem, Hz. Havvâ ve İblis’ten oluşan, seyircileri ise melekler olan, üç kişilik bir oyun sahneye konulmaktadır. Sahnenin dekorunda ise sâdece adı/sanı meçhul bir ağaç vardır. Yüce Senarist, “Ben sizin
Âlemin “Dişilik” İlkesiyle Yönetilmesi
İş yerimde ismini sorduğum bir kızdan “Şâhsanem” cevabını aldığımda çok şaşırmıştım. Aslında kendisi de isminden pek hoşnut değildi. Çünkü “sanem” kelimesi “put” anlamına gelmektedir. Ama sonradan “sanem”
İçsel Bilinç/Farkındalık: Fıtrat
Kur’ân, insanı hem fiziksel hem de mânevî boyutlarıyla ele alırken, onun yaratılışsal özüne dâir derin kavramlar sunar. Bu kavramlardan biri de fıtrattır. Fıtrat, insanın Allah tarafından yaratılırken kendisine yerleştirilen
Hidâyetle Değil, Tebliğle Sorumluyuz
Tebliğ yani alınan vahyi insânlara ulaştırmak her peygamberin temel sorumluluklarından birisidir. Bunu yapmayan nebî peygamberlik görevini ihmâl etmiş olur. Kur’ân bu gerçeği şöyle vurgular: “Peygamber, (kendisine emânet edilen)
Kutsalı Kesmek Zordur
Kur’ân’ın içerisinde Allah’ın bir “inek” kesmesini emrettiği tek yer Bakara 2/67. âyette yer almaktadır. Zaten Bakara Sûresi’nin adı da bu olaydan alınmadır. Bakara Sûresi, bilindiği gibi Kur’ân’ın en uzun
Su da Susuzları Arar
Hz. İbrâhim önce “Sâre” ile evliydi. Fakat evliliklerinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen çocuk sâhibi olamamışlardı. Yaşı epeyce ilerlemişti Hz. İbrâhim’in. Sonun da Sâre’nin de oluruyla câriyesi Hâcer ile evlendi. Bir
Rabbinin Adını Yücelt
Yaratılışın delillerini ortaya koyan Vâkıa/57-73. âyetlere dikkatle baktığımızda, bu âyetlerdeki öznenin “ben” değil “biz” yani Arapçasıyla “nahnu” olduğunu büyük bir hikmetle görmekteyiz. Başka bir ifâde ile Allāh, gerçekleştirdiği
Zikirsiz Dil Yalnızca Ölülerin Dilidir
Hz. Îsâ’nın, Luka İncili’nde geçen bir sözü vardır. Bu sözü öğrencilerinden biri, vefat eden babasını gömmek için izin istediğinde ona söylemiştir: “Sen ardım sıra gel ve bırak ölüler
Kuşları Kesebilmek
İslâm düşünürleri bilginin üç merhalesini/derecesini/basamağını “İlme’l-yakîn, Ayne’l-yakîn ve Hakka’l-yakîn” olarak sıralarlar. Yakîn, kesin ve açık bilgiyi ifâde eden Arapça bir kelimedir. Yakîn’de şüpheye yer yoktur. O, bir
İdrak, Derûnuna Göçenlerin Kalıcı Bir Yeteneğidir
Ne zaman konu seyr-ü sülûk’tan açılsa üstadımız bize sürekli olarak şu sözü söylerdi: “Evlâdım! Bu yolun başı da idrâktir, ortası da idrâktir ve sonu da idrâktir.” Hattâ son