MAKALELER
Yasak Ağaca Dokunmak
Cennet sahnesinde oyuncuları Hz. Âdem, Hz. Havvâ ve İblis’ten oluşan, seyircileri ise melekler olan, üç kişilik bir oyun sahneye konulmaktadır. Sahnenin dekorunda ise sâdece adı/sanı meçhul bir ağaç vardır. Yüce Senarist, “Ben sizin
A’raz ve Hüviyyet
“A’raz ve Hüviyyet”i anlamak sürekli değişenle, hiç değişmeyeni insana fark ettirebilmek, bir çokluk âlemi olarak bulunduğumuz/yaşadığımız bu âlemin görünen çeşitli nesnelerinin ardındaki hakîkati insana idrâk ettirebilmek noktasında çok
O Artık Selmân!
Mabih bekleye dursun, Hz. Peygamber hicret arkadaşı Ebû Bekir ile birlikte çoktan Mekke’den ayrılmıştı. Sevr Mağarası’nda üç gün saklandıktan sonra iki arkadaş Ebû Bekir’in temin ettiği develerle birlikte Kızıl Deniz sâhil yolunu izleyerek mağaradan
Ölümsüz Sözler Ölümlü İnsanlar Tarafından Söylenmiştir
Kelimelerin ömrünü uzatan insanlardır peygamberler. Vahyin temsilcileri olarak dudaklarından çıkan her kelime solmaz ve pörsümez bir hakîkatin yansımasıdır. Kendileri ölümlü olsalar da, sözleri ölümsüzdür ve Son Saat’e kadar
Aşk Bazen; “Tercih Yapmaktır”
Yaşam, farkında olsak da olmasak da zaman zaman bizi bazı tercihler yapmakla karşı karşıya getirir. Bu tercihleri yaparken de genelde iki güçlü duygu önümüze çıkar. Bunlardan biri
Kör Nokta / Blind Spot
Kör nokta, sürüş esnâsında aracın yan ve dikiz aynalarından görülmeyen yerleri ifâde eden bir terimdir. Şerit değiştiren bir araç, bir noktada diğer aracın aynalarından görülemeyecek bir konumda
Kur’ân’ın Kapısı
Klasik bir yaklaşımla düşündüğümüzde, “Kur’ân’ın Kapısı”ndan ilk anlaşılan şey Fâtiha Sûresi’dir. Çünkü İlâhî Kelâm’a giriş önce onunla başlamaktadır. Aynı zamanda Hz. Peygamber bu sûreye “Ümmü’l-Kitâb” adını vermiştir. Bunun nedeni, Fâtiha Sûresi’nin
İplerimiz Kopmadan
İki yıl önce 2004 Danimarka yapımı, Anders Ronnow Klarlund yönetmenliğinde kuklalarla çekilmiş ve adı “İpler” olan uzun metrajlı “fantastik” bir film izlemiştim. İlk izlediğimde çok sıkıcı gelmişti bana; ama sonra
Kâbe’nin/Tevhîd’in Mimarı
Hz. İbrâhim, Kur’ân’da Allah’ın “Halîl/samimi dost” ifadesiyle nitelediği ve “ince rûhlu, yumuşak başlı, çok içli, merhametli, dönüp dönüp Rabbine yönelmek ve O’na yakın olmak isteyen biri” olarak tanımladığı peygamberlerden
Tevhîd-i Zâtı Anlamak / Lâ Mevcûde İllallah
Tevhîd Mertebeleri’nin üçüncüsü olan “Tevhîd-i Zât” yani Zât’ın birliği fenâ makāmlarının sonuncusudur. Bu makāma delil olarak Kur’ân-ı Kerîm’den şu âyetler verilir: “Küllü şey’in hâlikun illâ vechehû”: Allāh’ın Vech’inden başka